Cansucuğum! 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutlayarak başlamak istiyorum ve bu yoğunluğunda röportaj için vakit ayırdığın için ayrıca teşekkür ediyorum. Bu özel günde seni konuk almak istedim çünkü hem işin uzmanından öğrenmek istediklerimiz var hem de House Bağdat’ın tamamen kadın elinden çıkmış başarısını gündeme getirmek istedim. Hazırsan seni tanıyarak başlayalım.
Üsküdar Amerikan Lisesi’nden mezun olduktan sonra Sabancı Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde okudum. 2010 senesindeki mezuniyetimden sonra KPMG’de audit asistanı olarak iş hayatına başladım. Daha sonra moda tutkumun peşinden giderek perakende sektörüne geçiş yaptım ve bu alandaki ilk ciddi deneyimimi Kiğılı Erkek Giyim firmasında marka yönetimi departmanında kazandım. Ardından eğitimime devam etmek için 2013’te Londra’ya taşındım ve Istituto Marangoni Universitesi’nin Londra kampusunde Lüks ve Moda Marka Yönetimi alanında yüksek lisans derslerime başladım. Londra’da okurken bir yandan da moda dünyasına olan ilgimi sosyal medya üzerinden paylaşmaya başladım ve bu süreçte House Bağdat markasının tohumlarını atmış oldum.
Almış olduğum bu moda eğitimi kapsamında Burberry, Mulberry ve Pringle of Scotland gibi İngiltere’nin prestijli moda markaları için projeler tasarlama deneyimine sahip oldum ve Hussein Chalayan markasında da çalışarak moda sektörüne dair çok değerli bilgi ve deneyimler edindim.
Çok güzel. İstanbul’a döndükten sonra neler yaptın peki?
İstanbul’a döndükten sonra Harvey Nichols merkez ofisinde kadın giyim yurt dışı satın alma departmanında çalıştım ve orada Alaïa, Balmain, Elie Saab, Giambattista Valli, Herve Leger, Moncler, Versace ve Zuhair Murad gibi birçok saygın markayla çalışma fırsatı buldum.
Son olarak, Beymen’e geçiş yaparak Beymen Collection ve Academia’nın kadın giyim marka yönetimi departmanında çalıştım. 2018’de ise kurumsal hayatı tamamen bırakıp kendi işimi kurma kararını verdim ve House Bağdat için tam zamanlı olarak çalışmalarıma başladım.
Konfor alanından çıkmak pek çok insan için oldukça zordur. O sebeple İtalya’daki moda okulundan bahsedelim biraz. Nasıl karar verdin? Türkiye’deki düzenini bozmak gibi gelmedi mi? Zor olmadı mı?
Istituto Marangoni, modanın önde gelen ülkelerinden İtalya’da doğmuş bir okuldu. Ben okulun İtalya değil, Londra kampüsünü tercih ettim. Çünkü moda perakendesini en iyi şekilde Londra’nin kalbinde yaşayarak öğrenebileceğimi düşündüm.
Karar vermemde ise annemin çocukluğumdan beri yaptığı yönlendirmeler önemli bir etken oldu. Eğitime çok önem veren, kadının çalışması gerektiğini her zaman vurgulayan ve ‘safe zone’ umdan çıkıp yurt dışında bir tecrübe edinmemi isteyen bir anneyle büyüdüm. Genç yaşta iş hayatına başlamam ve birçok deneyim kazanmamda da onun desteği büyüktü zaten. Ama Kiğılı’da çalışmaya başlayana kadar kariyerimi hangi meslek üzerine inşa edeceğimi tam olarak bilemiyordum. İş hayatı öncesi çeşitli staj tecrübelerim olmuştu ama Kiğılı’daki deneyimim sayesinde en mutlu olacağım işin moda alanında olacağına emin oldum ve Türkiye’deki düzenimi bozacak kadar radikal bir kararı da bu emin olma halinden sonra verebildim.
Tabi başlangıçta biraz zorlandım. Yeni bir ülkede, farklı bir kültür ve kurallarla karşılaşmak benim için büyük bir değişimdi. Ancak hedefime odaklandım ve bu zorlukların üstesinden geldim.
Peki ne kadar sürdü Moda okulu?
Moda okulu toplamda 15 ay sürdü. Eğitimime Ekim 2013’te Londra’da başladım. 2014 Aralık ayında mezun oldum. Bu süreç boyunca yoğun bir eğitim aldım ve her aşaması benim için dolu dolu geçti. Özellikle, Londra’daki Hussein Chalayan’da yaptığım staj ve sonrasında yazdığım tez çalışmam, bugünkü House Bağdat’ın güçlü markalaşma sürecine büyük katkı sağladı.
Evet gerçekten çok kıymetli bir deneyim. Sonra hemen dönünce House Bağdat’ı kurdun mu yoksa daha önceden temelleri atılmış mıydı?
House Bağdat markasının temelleri, aslında 2014 yılında Londra’da açtığım Instagram hesabımla atılmıştı. Londra’da gördüklerim, öğrendiklerim ve tanıştığım moda dünyasına yön veren önemli iş insanlarıyla yaşadığım deneyimler, sokaklarda yürürken gördüğüm vitrinler, müzeler ve defileler benim için büyük bir ilham kaynağı oldu. Bu deneyimlerimi ve bilgilerimi paylaşmak istedim ve House Bağdat markası böylece moda severlere ilham olmaya başladı.
Mezuniyetimle birlikte tekrar İstanbul’a taşınıp Harvey Nichols’in yurtdışı satın alma departmanında iş hayatıma geri döndüm. Bu sefer iş seyahatleri de sıklaştı. Yılın 10 ayını Milano, Paris ve New York şehirlerinde prestijli lüks moda markalarının showroomlarında yeni koleksiyonlarından Harvey Nichols ve Brandroom mağazalarının hedef kitlesi için kıyafet seçerek geçiriyordum. Bu kadar moda içinde olunca da ilk olarak arkadaş çevremden “Bizi giydirir misin?” diye talepler gelmeye başladı. Stil danışmanlığı işini de aslında ilk bu şekilde yapmaya başladım. Bir yandan kurumsal hayatta yoğun bir tempoda seyahatlerle geçerken bir yandan da kendimi stil danışmanlığı ve freelance çalışma alanlarında geliştirmeye başladım.
2018’de Beymen’den istifa etmemle birlikte tüm konsantrasyonumu House Bağdat’a verdim. Hatta ilk marka temsilciliğime de aynı sene Paris’te keşfettiğim Emilio Robba markasıyla başladım ve o günden beri House Bağdat için çalışmaya devam ediyorum.
Bir kadın girişimci olarak hiç yolunun tıkandığını ya da engellendiğini düşündüğün anlar oldu mu?
Moda sektörü, aslında kadınların dominant olduğu bir sektör olarak biliniyor. Türkiye’de çalıştığım bütün firmalarda en yüksek pozisyonlarda çok gurur duyduğum başarılı kadınlar var. Kiğılı’nın CEO’su Sena Suerdem ve Beymen’in CEO’su Elif Çapçı gibi isimler bunlardan sadece birkaçı. Dolayısıyla, moda sektörü kadınların kendini gösterdiği ve başarılı olduğu bir alan olarak öne çıkıyor. Bu sebeple, moda sektöründe bir kadının cinsiyetinden dolayı yolunun tıkandığı veya engellendiği bir duruma şahit hiç olmadım. Ben de şahsen kadın olduğum için hiç böyle bir engele takılmadım. Tam tersi inanılmaz desteklendim ben hep iş hayatim boyunca. Hem erkek yöneticilerden hem de kadın yöneticilerden yana bırak engellemeyi tam tersi hep yolumu açtılar. Mutlaka aralarda engellemek isteyenler olmuştur ama destek o kadar fazla oldu ki her girdiğim şirkette belki de arada kaynadılar ve ben fark etmedim bile.
Simdi kendi girişimim olan House Bağdat by Cansu Şekerci’de de çok güzel yürekli, maneviyatı kuvvetli, ahlaklı iş yapan ve güçlü kadınlar çıkıyor hep karşıma. Örneğin bir gün sana daha detaylı da anlatmak istediğim bir Özlem Süer hikayem var. House Bağdat’ın markalaşma sürecinde belki de en önemli kapıyı açan kişi o oldu bana.
Ne kadar ilham verici söylediklerin. Biraz da o zaman gözbebeğin House Bağdat’tan bahsedelim. House Bağdat’a gelen biri ne tür hizmetlerden faydalanabilir?
Tabii, House Bağdat’a gelen biri öncelikle moda stil danışmanlığı hizmetinden faydalanabilir. Bu hizmet kapsamında müşterilerin kişisel tarzlarını ve tercihlerini yansıtan görünümler oluşturmak için rehberlik ediyorum.
Stil danışmanlığı hizmetimde, müşterilerin gardıroplarını yönetip kıyafet ve aksesuar seçimlerinde rehberlik etmek, mevcut kıyafetleri en iyi şekilde kullanmalarını sağlamak ve alışveriş önerileri sunarak müşterilerimin gardıroplarını zenginleştirmelerine yardımcı olmak gibi alanlar var. Ayrıca, onlara özel etkinlikleri için uygun kıyafetler seçerek özel günlerinde de en iyi şekilde görünmelerini sağlıyorum.
Stil danışmanlığı hizmetimdeki en önemli amaçlarımdan biri, müşterilerimin kendilerine güvenlerini artırarak kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak. Bunun yanı sıra, sürdürülebilirlik ve etik moda seçimlerini teşvik ederek müşterilerimi çevresel etkiler konusunda bilinçlendirmeye de çalışıyorum. Giyim seçimlerinin çevresel etkisini düşünmeye teşvik ederek ve zamansız parçalarla çok yönlü bir gardırop oluşturma konusunda rehberlik ederek, müşterilerimi değerlerine uygun bilinçli moda kararları almaya yönlendiriyorum. Bu şekilde, müşterilerim hem kendilerine hem de çevreye karşı sorumlu bir moda yaklaşımı benimsemiş oluyorlar.
Buna ek olarak House Bağdat’a gelen biri moda marka temsilciliği hizmeti de alabilir. Bunu da biraz açayım merak edenler için. Moda marka temsilciliği kapsamında tasarım markalarına moda marka yönetimi danışmanlığı sunmayı ve sonrasında bu markaları doğru dağıtım kanallarında konumlandırmayı hedefliyorum.
Bu hizmet kapsamında özellikle yurt dışında faaliyet gösteren ve Türkiye lüks pazarında kendilerine bir pay arayan tasarımcıların kurduğu markalara destek sağlıyorum.
Ardından, markaların ürün geliştirme ve tasarım yönetimine destek olup, yeni koleksiyonların oluşturulması, ürün portföyünün yönetilmesi ve nihayetinde de koleksiyonların piyasaya sunulması sürecini yönetme gibi görevlerde de yer alıyorum.
Bu sezon itibariyle House Bağdat’in temsil ettiği 8 tane moda markası var ve bunlardan iki tanesini de Türkiye pazarında konumlandırmayı basardım.
Geçtiğimiz yaz Kolombiya’dan Dos Marquesas markasi Vakko Mare mağazalarında konumlanmıştı. İlkbahar / Yaz 2023 itibariyle de yine Kolombiya’dan Türk lüks pazarına girecek olan ikinci markam Cult Hera’yi bekliyorum.
Ayrıca, moda editörlüğü de House Bağdat çatısı altında sunulan hizmetler arasında. Bir stil danışmanı ve moda marka temsilcisi olarak New York, Londra, Milano ve Paris gibi büyük şehirlerdeki moda haftalarında gerçeklesen defileleri çok yakından takip ediyor ve her koleksiyonu analiz ediyorum. Renkler, kumaşlar, siluetler ve stil detaylarındaki trendlerin analizleri House Bagdat’ta verilecek servislerin ana hatlarını belirliyor. Örneğin moda haftalarından doğan trend analizlerime dayanarak müşterilerimin gardıroplarını entegre ediyorum. Editoryal yazılarımla da House Bağdat by Cansu Şekerci’yi daha da geniş kitlelere ulaştırma imkânına sahip oluyorum.
Her sezon başında profesyonel olarak moda yayınlarında, web sitelerinde ve sosyal medya hesabımızda bu yazılarım yayınlanıyor. Oggusto’da da bir köşem var moda editoryali icin.
House Bağdat, endüstri içerisindeki profesyonelleri ve moda tutkunlarını bir araya getirdiği bu özel moda etkinlikleri ile de ünlendi son dönemlerde. House Bağdat’ın sunduğu Stil danışmanlığı, marka temsilciliği ve moda editörlüğü servislerinin yanında House Bağdat’a gelen birisi moda etkinlik organizasyonu için de hizmet alabilir. Bu hizmet nihai müşteriden ziyade kendini yeni bir kitleye tanıtmak isteyen moda markalarına hitap eden bir servis. Ya da çalışanları için sezon trendleri eğitimi vermek isteyen moda markaları da rahatlıkla faydalanabilir bu servisimizden.
Sezon başı moda dünyasında bizleri bekleyen tüm yeni trendlerin sunumunu House Bağdat ev sahipliğinde House Bağdat’ın kemik kitlesine yaptığım keyifli bir moda etkinliğiyle anlatıyorum. Ayrıca davetlilerimize de moda dünyasındaki son trendleri keşfetme fırsatı vermenin yanı sıra önemli networking fırsatları da sunmuş oluyoruz. Bugüne kadar bu etkilerle de Bee Goddess, Knitss, O-Day by Ozlem Süer, Alix Avien Paris ve Iris + Ivy gibi Turkiye’nin cok kıymetli markaları yer aldı.
Mükemmel. Gerçekten keyifle dinliyorum. Dinledikçe de sorularım artıyor. O zaman seninle bu röportajımızı iki parçada yayınlayacağız anlaşıldı. Ama son sorumu sorayım, son zamanlarda sıkça duyduğumuz ‘sessiz lüks – old money) stili için bize neler söyleyebilirsin? Hangi markalar bu stilin elçisi konumunda? Geçici bir moda mıdır bu?
‘Old Money” ve “Sessiz Lüks” farklı moda akımlarıdır aslında. Bir yandan birbirlerini tamamlayıcı özellikleri varken diğer yandan farklı özellikleri de vardır. Sessiz Lüks, lüksü sade ve minimal bir şekilde ifade ederken, Old Money sofistike ve aselet ile lüksü temsil eder diyebilirim en özet haliyle.
Old Money isminden de biraz anlaşılacağı gibi kişinin maddi gücünün yeni bir donemde kendisi tarafından kazabildiğini değil, köklu ve geleneksel yöntemlerden geldiğini ifade ediyor.
Öte yandan zenginliği sade ve zarif detaylarla ifade etmeyi tercih eden bir ‘sessiz lüks’ akımı var.
İki akimin ortak özelikleri içinse nötr renklerle, basit kesimlerle ve yüksek kaliteli kumaşlarla oluşan bir tarzdan söz ettiğimizi söyleyebilirim. Markalar arasında da Hermes, Chanel ve Celine ‘i sessiz lüksün temsilcisi olarak tanımlarken, Ralph Lauren ve Brooks Brothers’i da Old Money stilini anlatmak için örnek verebilirim.
Bu iki akimin da geçici bir moda değil, daha çok bir yaşam tarzı olduğunu ve zamansız olduklarını düşünüyorum. Çünkü moda dünyasındaki değişen trendlerden bağımsız olarak varlığını sürdüren akimlerdir.
Cansucuğum çok teşekkür ediyorum. Sana sormak istediğimiz daha çok soru var. Tekrar görüşeceğiz.