GÜNCEL

Anne & BebekKültür & Sanat

Oyuncu, yazar ve anne Nihan Aslı Aygen ile samimi bir röportaj

Merhaba Nihancığım öncelikle bu yoğun programında bize zaman ayırdığın için çok teşekkür ederim

Ne demek rica ederim.

O zaman başlayalım, öncelikle en merak edilen soruyla açılışı yapalım. Eşin Murat Aygen ile nasıl tanıştınız?

2010 senesinde tanıştık. Dizi ve sinema filmleri çekimlerinden dolayı bir süre tiyatro sahnesinden uzak kalmıştım ve sahnede olmayı çok özlemiştim. Bu duygumu paylaştığım bir arkadaşım, Tiyatro Maan’ın yeni projesi için bir odisyon yapacağını söyledi. Enteresan işler yaptıklarını biliyordum o yüzden hiç düşünmeden başvurdum ve orada tanıştık. Odisyonuna girdiğim proje Murat’ın projesiymiş.

Bir odisyondan aile kurmaya giden bir süreç, çok güzel. Bir de kızınız var; Nil. Biraz ondan bahsedelim. Nil’in hayatınıza girişi planlı mıydı, gelişiyle neler oldu, neler değişti?

Nil’in gelişi planlı sayılır aslında. O tarihlerde Murat’la ikimiz Medcezir adlı dizide oynuyorduk. Dizinin 2.sezonunun ortasında hamile kaldım. Haziranda iş bittiğinde 6 aylık hamileydim ve yavaş yavaş karnım belli olmaya başlamışken dizi bitti. Biz de böyle planlamıştık zaten. Bu sürecin en başından beri Nil’e kendim bakmak istiyordum. Bu sebeple doğum zamanını da kabaca bu duruma göre belirledik. Doğum zamanına kadar birçok kitap okudum, farklı sorularım için araştırma yaptım, birçok arkadaşım benden önce doğum yaptığı için onlarda gözlemleme şansım olmuştu ama kendi bebeğimi kucağıma aldığım an artık yepyeni bir hayatım olduğunu ve bu yeni durumla ilgili ne kadar az şey bildiğimi fark ettim. Hayatımızda büyük değişiklikler olmadı ama bir kadın olarak bir anneye dönüşmenin ne kadar kişisel bir durum olduğunu anladım.

Gerçekten de öyle, ne kadar güzel ifade ettin. Peki anneye dönüşmek kuralcı bir Nihan yarattı mı? Evinizde ne tür kurallar var? Örneğin Nil’in uyku saati, dışarda kalma saati vs. belli midir? Evin çocuğu olarak Nil’in uyması gereken kurallar nelerdir? Kuralcı bir anne misin yani?

Bizim evin kuralları değil de düzeni var aslında. Hayatımızı kurallarla değil bir düzen içinde geçiriyoruz. Bu sebeple Nil’in uyması gereken ayrı bir kural yok. Nil hangi saatte uyuması gerektiğini biliyor, o saat yaklaştığında hatırlatıyorum sadece. Dışarda kalma saatimizi de yine Nil’in uyku düzenine göre ayarlıyoruz. Ama dışarda kalmamızın gerekli olduğu durumlar olduğunda da dışarıda oluyoruz. Yani katı kuralları olan bir aile değiliz.

Örnek bir aile yaşamınız var. Haliyle ikinci çocuğu düşünüp düşünmediğiniz de merak edilenler arasında. Bir şeyler söylemek ister misin bu konuyla ilgili?

Çok teşekkür ederim. Aslına bakarsanız ikinci çocuğu hiç düşünmedik. Benim de Murat’ın da istediğimiz hep 1 çocuktu. Eğer 20’li yaşlarda tanışmış olsaydık o zaman iki belki üç bile olabilirdi hatta çok da güzel olurdu diye konuşuyoruz.

Yazarlık kariyerine değinmek istiyorum. Ne zamandır yazıyorsun?

Aslında ben kendimi bildim bileli yazıyorum. Tüm eğitim hayatım boyunca hikayeler yazdım. Her zaman yanımda kalem defter taşırım, sürekli notlar alırım. Çok enteresan rüyalar görürüm ve hatırlarım da! Eskiden anneme anlatırdım evlendikten sonra da Murat’a anlatıyorum. İkisi de yıllardır bunları yazmamı söylüyor. Kendim için defterime yazıyorum ama belki bir ara onları da toparlar yayınlarım. Çocuk edebiyatını çok severim. Çocuk kitaplarının zenginliği, sıra dışılığı, derinliği bir okur olarak beni her zaman çok heyecanlandırır. Stephan King’in çok sevdiğim bir sözü var “En çok hangi tür kitap okursanız o türde yazarsınız” Nil 3 aylık olduğundan beri her akşam ona kitap okuyorum. Bu okumalar sadece ona değil bana da çok şey kazandırdı.

Kesinlikle. Küçük Çekirge’nin tüm maceraları çok güzel. Merak ettiğim şey şu; yazarken özellikle dikkat ettiğin neler var? ‘Çocuk kitabı olduğu için şu kısma özellikle dikkat ettim’ diyebileceğin noktalar var mı?

Küçük Çekirge ile tanışmam benim için çok heyecan verici oldu. Evde hepimiz bir birimize hikaye anlatırız. Bir gün Nil’e hikaye anlatırken birden gözümün önüne çayırda zıplayan çekirgeler geldi. Çim hiza hizasına inip ufuk çizgisine doğru baktığınızı düşünün. Birden bir sürü çekirgenin yarışırcasına önünüzden geçtiğini hayal edin. İşte ben böyle bir görüntü gördüm ve bu kitaplar o görüntüden çıktı. Hatta Küçük Çekirge’nin Büyük Macerası bu çekirge yarışıyla başlıyor. Özellikle dikkat ettiğim bir iki şey oldu. Doğruyu yanlışı vurgulamak değil de bir yol hikayesi anlatmak istedim ve Çekirge’de kendi büyüme macerasında çok önemli bir yola çıktı. Bir de Çekirge dahil hayvanların cinsiyetleri olmamasını tercih ettim. Okur kızsa kız, erkekse erkek olarak düşünüp kendi hayal gücüne göre hikayesine yön verebilsin istedim.

Çocuk kitabının çok önemli diğer ögesi de çizimler. Kitabın resimlenmesi kısmında neler yaşandı peki? Çizilenleri hemen beğendin mi yoksa bu kısım biraz uzadı mı?

Sizin kafanızda canlanan görüntüleri başka birinin de hayal etmesi birebir olmuyor tabi ama çizerim Deniz’le çok uyumlu bir üretim dönemi geçirdik. Karakter oluşturma süreçleri biraz daha uzun sürüyor haliyle ama Deniz çekirgenin çayırda geçen dünyasını çok güzel kurdu.

Küçük Çekirge serisi devam edecek mi?

Tabi tabi devam edecek. Hatta 3. kitap şu anda yayıncımda. Devamı da kafamda oluşuyor. Kafamın içinde sürekli hoplayıp zıplayan bir çekirge olması çok eğlenceli.

Çok güzel. Peki başka eserlerin de var mı yayınlanmayı bekleyen? Var mıdır başka sürprizler?

Küçük Çekirge’yi yazmaya başladığımda kafamın içinde sürekli yeni hikayeler canlanmaya başladı. Defterimde bir bölüm var aklıma gelen fikirleri oraya not alıyorum. Şu anda Küçük Çekirge’den bağımsız 2-3 tane hikaye kendi yolunu çiziyor.

Oyunculuk mı yazarlık mı diye sorsam bana ne söylerdin? Hangisi sana daha iyi gelir?

Oyunculuk ve yazarlığı birbirinden ayıramam. İki ana başlık gibi dursalar da birbirlerini sürekli besleyen bir kanalda olduklarını düşünüyorum. Ben kendimi bildim bileli oyuncu olmak istedim ve kendimi bildim bileli yazıyorum. Bu benim kim olduğum, hayata nasıl baktığım, sınırlarımın nerede olduğu ve nerelerde esneyebiliyor olmamla ilgili. Tercih yapmama gerek olmayan bir düzende yaşıyorum bu nedenle ikisi de bana iyi geliyor.

Süper, ne şanlısın. Samimi cevapların için çok teşekkür ediyorum Nihancığım. Evde oğluma okuyoruz Küçük Çekirge’nin maceralarını ve heyecanla devamını bekliyoruz.