İstanbul’un kalbi Nişantaşı’nda taze ekşi mayalı ekmek kokuları, bu kez başka bir hikâyeyi anlatıyor. Yeni nesil “fırın–kafe” konseptiyle hayata geçen Molen, hem gastronomi dünyasından hem de medya ve iş çevrelerinden yoğun ilgi gören özel bir açılış davetiyle kapılarını açtı. Molen, sadece kafe değil; iyi, temiz ve adil gıdanın rehberliğinde doğan yeni bir fırın kültürü. İran asıllı turizmci Sajad Huseyininajad’ın çocukluk tutkusundan doğan Molen; ekmeğin özüne, emeğin değerine, sadeliğin zarafetine adanmış bir proje. Fırıncılık eğitimini 2020–2023 yılları arasında MSA’da tamamlayan Sajad Huseyininajad yıllar süren hazırlığın ardından kendisi gibi turizmci olan eşi Elahe Yademellatian ile birlikte hayalini gerçekleştirdi. Pandemi döneminde evde başlayan ekşi maya denemeleri, bugün profesyonel bir üretim alanına dönüştü. “Ekmek bizim kültürümüzde sofranın kalbidir” diyor Sajad ve Elahe.

Bir Fırından Fazlası
Nişantaşı’nın en sakin köşelerinden birinde açılan Molen, şehir temposuna bir yavaşlık alanı sunuyor. Burada sabah, taze ekşi maya kokusuyla güne başlanıyor, öğlen saatlerine sade tostlar, salatalar, focaccialar eşlik ediyor. Ekşi mayalı ekmekler, siyez katkılı reçeteler ve hafif tatlılar menünün başrollerinde. Ancak Molen’i özel kılan, menüsünün yanı sıra, yaklaşımı: Her ürün, katkısız malzemelerle; yerel üreticiden, doğru kaynaktan geliyor. Kastamonu’dan siyez unu, Ayvalık’tan zeytinyağı… Her tabakta bir coğrafya, bir hikâye, bir üretici var.
Adını “Değirmen”den Alan Felsefe
Molen, Felemenkçe değirmen anlamına geliyor. Unun öğütüldüğü, emeğin başladığı yer… Logosundaki minik değirmen, bu sadeliğin sembolü. Molen, fırıncılığı yeniden tanımlarken, “artizan üretim” kavramını sadece lezzetle değil, vicdanla, kaynakla, saygıyla yeniden inşa ediyor. Sajad Huseyininajad, “ Bütün ekmeklerimiz yüzde yüz ekşi mayadan yapılıyor, katkı maddesi kullanmıyoruz.”diyerek Molen’in menü hikayesini anlatıyor: “Türkiye’nin farklı bölgelerinden özel buğdaylar getiriyoruz. İşin maliyetine bakmadan elimizden gelen en iyi ürünü sunmaya çalışıyoruz. İran’da Sangak adında bir ekmek var; taş üzerinde pişer, lavaş gibidir ama ekşi mayalıdır. Biz de Molen’de tamamen katkısız ve yerel unlarla aynı prensiplerle ekmeklerimizi üretiyoruz.”
“Eşimin Hayali Gerçekleşti”
Elahe Yademellatian ise, hem süreci hem de duygusunu şöyle dile getiriyor: “15 yıldır turizm sektöründe çalışıyoruz. Sahand Turizm adında, İran’dan Türkiye’ye turist getiren bir acentemiz var. Eşim Sajad’ın aklında hep bir gün bakery açma fikri vardı. Şimdi o hayal gerçeğe dönüştü. Sade, basit ama sağlıklı ürünler sunuyoruz. Bu konsept İstanbul’a yeni bir nefes olacak.”
Tasarımda Doğallık, Deneyimde Samimiyet
Molen’in mekân tasarımında, sanat eğitimi olan Elahe Yademellatian’ın özenli dokunuşları hissediliyor. Ahşap dokular, yumuşak ışıklar ve doğal tonlar, sıcak ve davetkâr bir atmosfer yaratıyor. Bu ortak yolculukta Sajad’ın emeğe dayalı vizyonu ile Elahe’nin estetik bakışı birleşiyor; ortaya hem düşünülmüş hem hissedilmiş bir mekân çıkıyor.
Açılış Davetinde Gastronomi Dünyası Buluştu
Molen’in açılış daveti, İstanbul’un gastronomi, medya ve iş dünyasından çok sayıda ismi bir araya getirdi. Şefler, yazarlar, sektör temsilcileri ve basın mensupları, ekşi maya ile Anadolu buğdaylarının hikayesini dinlerken, Molen Ekmek Ustası’yla birlikte focaccia yapımını da deneyimlediler. Molen, yakın zamanda butik restoranlara özel ekmek üretimi ve artizan fırıncılık atölyelerini hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Molen Menüsünden öne çıkan lezzetler:
Çılbır, Sıcak kahvaltı tabağı, Molen salata, Simit salata, Soğuk sandviçler (Caprese, Hindi füme&cheddar, Vegetarian, Olive), Sıcak Sandviçler (Yer fıstığı soslu&tavuklu, Mantar kokoreç, Tiftik, Rosto sebze, Sosisli), Tostlar, Pizzalar, Kruvasanlar, sıcak-soğuk içecekler ve özel Moctailler.









